Nostromo Bilim Kurgu dergisinin 1998 yılında çıkan 3. sayısında yayınlanan, filmin müzik albümüyle ilgili inceleme yazım. Derginin aynı zamanda sahibi olan sevgili dostum Nilgün Birgül’ün düzeltmeleriyle ayrıca değer kazanmış bir çalışmadır…
STARSHIP TROOPERS
1997
YÖNETMEN : PAUL VERHOEVEN
MÜZİK : BASIL POLEDOURIS
ALBÜM YAYINLAYAN FİRMA : VARESE SARABANDE
ALBÜM SÜRESİ : 36.26
BÖCEKLERİ HAFİFE ALMAYIN!
Bilimkurgu; insanoğlunun yüzyıllardır gelecek için kurduğu düşlerin, yarattığı dünyaların tek sözcüklü ifadesi... Günümüzde bilimkurgu öylesine farklı biçimlerde yorumlanıyor ki, herkes kendine özgü bir fikirle gelecek üzerine yeni fenomenler oluşturuyor. Sinema dünyasındaki bilimkurgu filmlerinin yaratıcıları da, yüzyılımızın teknolojik avantajlarından yararlanarak, kendi düşüncelerini ve düş güçlerini perdeye ve dolayısıyla milyonlara aktarabilen şanslı insanlar olsa gerek. Kimi zaman iyi, kimi zaman ise kötü bir geleceğin yansıtıldığı bu dünyaya en az yönetmenler, yapımcılar, senaristler ve oyuncular kadar, filmin müziklerini besteleyen kompozitörlerin de büyük katkısı olduğunu göz ardı etmemek gerek. Çünkü her ne kadar geleceği görsel olarak yaşasak da bir filmin tadına tam olarak varabilmek için, dinleti açısından da benzer duyguları yaşatması gerekiyor. Ne yazık ki biz Türkiyeli bilimkurgu ve serüven sineması tutkunları bu açıdan son derece şanssızız, çünkü müzikleri ve ses efektleri ile kendilerini gerçek anlamda ifade edebilecek bu filmler, ufku dar, öngörüden yoksun, bilinçsiz ve türün seyircisine saygısız film şirketleri tarafından yanlış sinema salonlarında heba ediliyor.
Bilimkurgu sineması tarihine adını yazdırmış filmleri gözümüzün önünden geçirecek olursak, beyninizin bir köşesine işlemiş olan müziğini de mırıldandığınızı fark edersiniz. Seyircinin, özellikle de bilimkurgu izleyicisinin beğenisine sunulan bu müziklerin en büyük özelliği, dinleyeni anında kavrayan vurucu temasıdır. Bu türün zorluğu, gelecek üzerine yapılmasının yansıra, filmin içeriğinde sırıtmayan ve gereken vurucu tema özelliğine harfiyen uyan besteler olmasında yatar.
İşte size türün bu özelliklerine tam anlamıyla uyan ve bilimkurgu severleri özellikle de müzikleriyle ilgilenenleri uçuracak cinsten bir albüm. Rakipsiz, son yılların en iyi "score" albümlerinden biri... Starship Troopers…
Yıllar öncesinin tek kanallı televizyon döneminde zevkle izlediğimiz, A Whale For The Killing dizisinden tanıdığımız ve bundan 16 yıl önce Conan the Barbarian filmine yaptığı müziklerle ustalık mertebesine ulaşan, sinemanın yaşayan (Besteci 2004 yılında kanser hastalığı sebebiyle aramızdan ayrılmıştır) en iyi on bestecisinden biri Basıl Poledouris. Starship Troopers, bestecinin, Flesh and Blood (1985) ve Robocop (1987)’tan sonra Paul Verhoeven’le üçüncü çalışması ve şu ana kadar üstünde en hırslı çalıştıkları projeleri.
Poledouris "score” için yönetmenle işbirliği içinde çalışmış. ”Ben çeşitli temaları deneme aşamasındayken, Paul ana temanın ne olacağı konusunda kararını hemen verdi. Öyle sanıyorum ki, içine az miktarda kader katılmış bir dostluk, kahramanlık ve mücadele öyküsünü temsil eden bir şeyler yakaladık. Paul’un istediği, filmin genelindeki şiddet ve
teknolojiyi insanlaştırabilecek, tematik ve duygusal bir eserdi" diyor besteci.
Bilgisayar destekli binlerce uzaylı katil böceğin doldurduğu bir filmin içinde insani unsur bulabilmek her kompozitörün harcı olmasa gerek. Eğer böyle birine ihtiyaç duyarsanız, bu kişi Robooop'un titanyum zırhında ve Conan'ın çelik kılıcında insanlığı yakalayan Basil Poledouris'ten başkası olabilir mi? Besteci, eserlerine daima asalet ve yoğun bir duygu yüklemeyi bilmiştir, çağdaşlarından farklı olarak.
Starship Troopers, Poledouris'ın kariyerindeki en iddialı çalışmalardan biri ve kesinlikle en değişken olanı. Albümün içeriğine geçecek olursak, fişek gibi bir girişle başlayan yaklaşık bir dakikalık Fed Net March isimli parça ilk dinleyişte herhangi bir ülkenin ulusal marşıymış hissi uyandıran, aslında dünyayı yöneten hükümete bağlı televizyon kanalının gelişen haberleri duyurduğu program cıngılı; hemen arkasından ise filmin ana teması olan Klendathu Drop devreye giriyor. Yoğun vurmalı çalgıların eşliğinde, nefesli enstrümanların ağırlığını hissettirdiği tema, başlangıçta hafif Conan, biraz da The Hunt For Red October'ı anımsatıyorsa da, bu etkiden çarçabuk kurtulup tamamen kendine özgü izler taşıdığını ve akılda kalıcılığıyla rahatça klasikler arasına gireceğini ispatlıyor. Filmin de en can alıcı sahnelerinden biri olan, böceklerin gezegeni Klendathu'ya uzay gemilerinden yapılan çıkartma harekatı sırasında geçen bu çarpıcı başlangıcın ardından giriş yapan Punishment/Asteroid Grazing albümün en iyi bölümlerinden biri. Militarist insan grupları ve bunların uzay gemileri, sürükleyici bir beste ile nefesli ve yaylı çalgıların anlam yüklü ritmi sentezlenerek ifade edilmiş; bu tarz bir betimleme oldukça uzun bir süredir bestecinin alameti farikası durumunda. Bu bölümde orkestranın da döktürdüğünü belirtmek lazım. Dördüncü tema, askerlerin gezegene yaptığı çıkartmanın ardından geliyor ve böceklerle ilk karşılaşma üzerine kurulu. Hareket dozu oldukça yüksek olan bu bölümün bitiminde, filmin en hareketli sahnelerinin yaşandığı bölümleri içeren iki parça artarda devreye giriyor. Böcek gezegeninden alınan imdat çağrısı üzerine burada kurulan seyyar kaleyi kontrole giden askeri birliğin kale içerisinde tuzağa düşüp, bir anda onbinlerce böcekle buran buruna gelip çarpıştıkları sahneleri temsil eden Hopper Canyon ve Bugs filmin nefes kesen görüntüleriyle süper bir uyum sağlıyorlar. Arka arkaya gelen bu üç hareketli bölümün ardından albümün yegane hüzün dolu teması olan Dizzy's Funeral'ı dinliyor ve filmi seyrederken gizlice iki damla gözyaşı dökmekten kendimizi alamıyoruz. Sekizinci parça yeniden harekete dönüşün sinyallerini veriyor. Filmin uzay boşluğunda geçen en heyecanlı sahnesini, Destruction Of Roger Younq ile yaşıyoruz. Devasa uzay gemilerinin, böceklerin gezegenleri için yaptıkları etkili savunma yüzünden birbirine girdiği bölümler nefes kesiyor. Özellikle Poledouris'in orkestra hakimiyeti her haliyle ön plana çıkıyor. Başlarda ana temanın da yer aldığı bu bölümün ardından Brainbug kulaklarımızı şenlendiriyor. Brainbug filmin kilit noktası olmasının yanı sıra albümün de genel bir panoramasını yansıtıyor. Kapanış parçası olan They Will Win, bu tarz filmlerdeki zafer havasını perdeye, görüntülerle tam bir uyum içerisinde yansıtan süper bir tema. Bu onuncu ve son senfonik bölümün ardından albümün asıl sürprizi ile, Zoe Poledouris’in besteleyip seslendirdiği Into It adlı şarkıyla karşılaşıyoruz. Filmle hiçbir ilgisi olmayan bu pop tarzı parçanın filmin hemen başlarındaki bir mezuniyet balosunda geçiyor olması bizi bir nebze rahatlatıyor. Doğrusu babasına daha önce Conan The Barbarian filmine yaptığı oratoryoların sözlerini yazmakta yardımcı olan Zoe'dan daha iyi şeyler beklerdik.
Sonuç olarak, sonundaki gereksiz parçayla, daha tadına varamadan biten süresini hesaba katmazsak, bir film müziğinde olması gereken her şeyin dört dörtlük sunulduğu ve 1998 gönül Oskar’ını bizlerden kazanan bu albüm siz müzikseverlere hararetle tavsiye edilecek bir çalışma.
Youtube bağlantısıyla, ana temayı dinleyebilirsiniz;
https://youtu.be/UwteHQoYfLQ
https://youtu.be/UwteHQoYfLQ