29 Kasım 2018 Perşembe


ORMANDA VAHŞİ VE YALNIZ BİR AVCI


YEŞİL SONSUZLUKTA ÇIĞLIK ATAN NOTALAR!

KÖTÜ UZAYLILAR YİNE İŞ BAŞINDA

İnsanoğlu anlam veremediği güçlere karşı her durumda tetikte ve savunmada yer almayı tercih etmiştir. Tür olarak vahşi oluşumuz, istediklerimizi elde etmek uğruna düşünmeden zarar verme potansiyelimiz binlerce yıldır şekil değiştirerek aynı kalibrede devam ediyor. Yeryüzünün en etkili avcısı durumda olan insan, beynini kullanarak icat ettiği silahlar sayesinde gezegenin mutlak hakimi olmuş ve artık kendi türünü bile yok edecek derece de korkutucu bir güce kavuşmuştur. Peki ya bizim türümüzden daha savaşçı, vahşi ve avcılık konusunda uzman dünya dışı bir tür evimize gelip bizi avlamaya başlarsa ne olurdu?


1978 yılında Alien'ın kazandığı başarı, yapımcıları haklı olarak kötü uzaylıların cirit attığı senaryolara tekrar yönlendirmişti. Sektör olumsuz ve kötücül tonlardan beslenmeyi daha çok seviyor ve bu durum sinemada hala devam ediyor! 1986 yılına geldiğimizde Aliens bütün dünyada büyük bir ilgiyle karşılanmış ve hasılat rekorları kırmıştı. Yapımcı şirket Fox 1987 yılında Aliens filminin başarısından cesaretle yeni bir uzaylı savaşçı yaratık filmi için kolları sıvamıştı. Predator 1987 yılında sektörün en önde gelen yıldızlarından biri olan Arnold Schwarzenegger desteğiyle görücüye çıktı ve yeni bir efsanenin daha doğumu bu sayede gerçekleşmiş oldu.

ÇEKİM SÜRECİ


1985 yılında Jim ve John Thomas tarafından senaryosu yazılıp, Nisan 1986 yılında çekimlerine başlanan Predator, 1987 yılında A.B.D.'de gösterime girdiğinde 15 milyon dolarlık bütçesini 100 milyon dolarlık bir kazançla kara geçirmeyi bilmişti. Orta Amerika'nın balta girmemiş ormanlarında rehine kurtarma operasyonuna girişen, Arnold Schwarzenegger'in başında olduğu özel timin başka bir gezegenden gelen ve amacı sadece avlanmak olan yırtıcı bir uzaylıyla karşılaşmaları ve hayatta kalma mücadeleleri üzerine odaklanan film, bilim kurgu aksiyon türünün hala en iyilerinden biri olmayı sürdürüyor. Filmin gösterime girmesinin ardından ilk başlarda olumsuz yaklaşan pek çok eleştirmenin ilerleyen yıllarda olumlu eleştirilere dönüş yapmaları da filmin enteresan yönlerinden biri olmuştur.

1984 yılında gösterime giren Rocky 4 filmiyle ilgili Hollywood'da, "Dünyevi rakipler artık tükendi, beşinci filmde dünya dışı bir rakip olsun" esprileri dolaşırken bunu ciddiye alan Jim ve John Thomas kardeşler Predator'un senaryosunu yazarlar. Komando filmiyle sağlam bir çıkış yapan yapımcı Joel Silver Fox tarafından hemen işe alınır ve Silver ilk stüdyo filmini yönetecek olan John McTiernan ile anlaşır.




Yaratık tasarımı tabi ki efsane isim Stan Winston'a emanet edilir. İlk etapta ortaya çıkan yaratık köpek kafasına benzer hali ve farklı vücut yapısıyla stüdyo tarafından beğenilmez. Winston yaratığa son halini James Cameron'la birlikte Aliens'ın çekimlerine gitmek üzereyken yapar ve Predator son halini alır.


Yapımcılar Silver ve Gordon oyuncu seçimleri için iri kıyım erkek avcılığına çıkarlar. Başrol için Arnold Schwarzenegger'le anlaşma sağlanır. Rocky filmlerinin unutulmaz yıldızı Apollo rolünde izlediğimiz Carl Weathers, güreşçi ve eski Deniz Kuvvetleri askeri Jesse Ventura, Amerikan yerlisi Sonny Landham, Richard Chaves ve Komando filminde Schwarzenegger ile birlikte rol alan Bill Duke takımın kalanını oluştururlar.


Predator kostümü içine girecek oyuncu ise ilk başta Jean-Claude Van Damme olarak belirlenir. Ancak Van Damme fizik olarak çok çevik olsa da, askeri tim elemanlarının yanında fazla çelimsiz gibi görünür. Kostümü taşıma konusunda da ciddi sıkıntılar yaşamasından ötürü kendisinden vazgeçilir ve yerine daha cüsseli bir oyuncu olan Kevin Peter Hall getirilir.


Filmin çekimleri Schwarzenegger'in ekstra istekleri sebebiyle birkaç ay geç başlar. Bu sürede yapımcı Silver senaryoya bazı eklemeler yapılmasını ister. Çekimlerin tamamı Meksika'nın Puerto Vallarta kentinin kıyısındaki ormanda yapılır. 25 nisan tarihine gelindiğinde çekimler durur. Arnold Schwarzenegger apar topar kiralık bir uçakla Hyannis'e uçar ve 26 Nisan 1986 yılında Maria Shriver ile evlenir. Üç günlük bir balayının ardından çekimler kaldığı yerden tekrar başlar. Çekimlerin yapıldığı bölgede set ekibi ve oyuncular büyük zorluklar yaşarlar. Özellikle sağlıksız içme suyu sebebiyle ishal vakalarında rekor artışlar olur.


Predator ve Schwarzenegger'in ormanın zor koşullarında çekilen sahneleri bir hayli zor geçer. Kostümü taşıma konusunda baya zorlanan Kevin Peter Hall daha sonra kendisiyle yapılan bir röportajda "Bu bir film değil, hayatta kalma mücadelesiydi" diyecektir.


R/Greenberg Associates filmin optik efektlerini yaratır. Yaratığın görünmez olma yeteneği, termal görüntü görüş açısı, parlak kanı ve elektrik kıvılcım efektleri zamanının ötesinde çalışmalar olurlar.
Filmin diğer ek görsel efektleri Dream Quest Images tarafından yapılır ve görsel efektler için Akademi ödülüne aday gösterilirler.


12 Haziran 1987 yılında vizyona giren film toplamda 100 milyon doların üzerinde hasılat elde eder. İlerleyen yıllarda pek çok en iyiler listesinde kendine üst sıralarda yer bulmakta zorlanmaz. 30 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen Predator bugünde keyifle izlenen bir film olmayı sürdürüyor.

GERÇEK BİR MÜZİK AŞIĞI, ALAN SILVESTRI




1950'de NewYork'ta dünyaya gelen Alan Silvestri, 15 yaşındayken beyzbol kariyeri yerine müzik kariyerinde basamakları nasıl çıkarım düşüncesiyle kendini Boston'da Berklee müzik okulunda bulur. Daha sonrasında Las Vegas'a taşınan besteci burada R&B efsanesi Wayne Cochran ile turnelere çıkmaya başlar. Silvestri Las Vegas'ta aranjör olarak kariyerine devam ederken bir arkadaşının albüm düzenlemelerini yapmak üzere Los Angeles'a gider ve burada Quincy Jones'la pek çok projede çalışmış olan Bradford Craig'le tanışır. Bu tanışma adeta hayatında bir dönüm noktası olacaktır. Küçük bir prodüksiyon şirketi, çektiği düşük bütçeli bir filme Craig'den besteci bulmasını ister. Craig böylece henüz 22 yaşında olan Silvestri'ye ilk işini kazandırır ve The Doberman Gang filminin müzikleriyle Alan Silvestri sektöre ilk adımını atar.



Besteci 1978 yılına kadar düşük bütçeli film müzikleriyle kariyerine devam ederken, TV dizisi Chip ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarır. 1984 yılına geldiğimizde bestecinin kariyerindeki asıl dönüm noktası gerçekleşir. Chip dizisinin müzik editörlerinden biri üzerinde çalıştığı bir projeyle ilgili gerekli müzikal etkiyi bir türlü yakalayamaz ve Silvestri'yi arar. Filmin yönetmeni Robert Zemeckis ile bir görüşme ayarlanır ve Michael Douglas ile Kathleen Turner ikilisini bir araya getiren serüven filmi Romancing The Stone için anlaşma sağlanır. Silvestri filmin ana temasıyla ilgili üç dakikalık bir demo hazırlar ve bütün gece süren ve ertesi güne sarkan görüşmeler neticesinde ikili arasında daimi bir işbirliğinin ilk adımları da atılmış olur. Karşılaştıkları gün aynı renkte iki kazak giymiş olan bu iki adam günümüze kadar ulaşan sağlam bir birliktelik neticesinde Back To The Future serisi başta olmak üzere, Forrest Gump ve Contact gibi pek çok efsane işe imza atarlar.



Kariyeri boyunca Oscar dışında pek çok ödül kazanan başarılı besteci yoğun bir tempoda çalışmaya ve üretmeye devam ediyor. Halen Kuzey California'da Monterey yarımadasında ailesiyle beraber yaşayan besteci aynı zamanda Carmel vadisinde kurduğu Silvestri bağlarında müzik dışında leziz şaraplar üretmekle uğraşıyor. Pek çok marka altında şarap üreten besteci "Müzik ve şarap yapımında sanatın ve bilimin harmanlaması gerekiyor, tıpkı notaların kendi sesini melodiye getirdiği gibi, her asma da şaraba kendi benzersiz kişiliğini getiriyor" diyor. Pilotluk lisansı da olan Silvestri iş toplantıları için sık sık tek motorlu uçağıyla Los Angeles ve evi arasında mekik dokuyor ve notalara can vermeye devam ediyor.

MÜZİKLERİN HAZIRLANMASI

Back To The Future ile yıldızı parlayan besteci Alan Silvestri'nin ilk aksiyon çalışması olan Predator'un müzikleri geniş bir orkestra ile kayıt edilir. Bestecinin türe uygun olarak kullandığı, heavy horn blast, staccato string ve undulating timpani rolls gibi enstrümanlar müziğin havasına apayrı bir etki katmıştır.


2003 Yılında Varese Sarabande firması tarafından çıkan soundtrack albüm büyük ilgi görür. Aynı yıl Intrada şirketi de besteci John Debney yönetiminde 3000 kopyadan oluşan sınırlı sayıda bir albüm daha sürer piyasaya ve bu çalışmada kısa sürede tükenir. 

PREDATOR ALBUM - LIMITED EDİTİON




Fox Logo (Arr. Elliot Goldenthall);



Albüm, Fox şirketinin Alfred Newman tarafından bestelenen efsane introsuyla açılışı yapıyor ve filme havalı bir giriş yapıyoruz.

Main Title;



Ana temanın ağır tempo girişi ani bir yükselişle ilerliyor. Yaylıların alttan alta devam ettiği beste ağır tempodan ana temaya geçiş yapıyor ve sinema tarihinin en tedirgin edici ve başarılı temalarından birini dinliyoruz. Yabancının Dünyaya gelişi ve Ducth ile ekibiyle tanışma anındayız. Devamlı aynı tempoda vurmalılarla ilerleyen ve arada nefeslilerin yaylılarla araya girdiği beste finale doğru temposunu iyice arttırıp tedirgin havasını ani bir çıkışla sonlandırıyor.

Something Else - Cut 'em Down - Payback Time;



Albümün en uzun parçalarından birindeyiz. Ağır ve tedirgin edici bir tempoda ilerleyen parça araya giren farklı tonda vurmalı bir çalgının liderliğinde sürüyor. Nefesli ve yaylı çalgıların inişli çıkışlı temposu hafif bir hızla yükseliyor ve yeniden düşük bir tempoya iniyor. Aralıklı yükselişler eşliğinde Dutch ve ekibinin ormanda hedeflerine ilerleyişlerini izliyoruz. Yaylıların tedirgin havaya etkisi artıyor ve tempo sonlara doğru yükselişini sürdürürken temposu hiç değişmeyen vurmalı çalgı devamlı araya giriyor. Aralıklarla yükselen müzik bitişe kadar temposunu zirveye çıkartıyor.

The Truck;



Ana temanın aralarda hissedildiği, vurmalı ve nefesli enstrümanların ağırlığında ilerleyen bir beste. Trampetlerin etkili havasıyla ana temanın çevresinde dolaşan parça temposunu fazla yükseltmeden sonlanıyor.

Jungle Trek;



Ekibin ormanda hareketli dakikalar geçirdiği bölümler ve başından sonuna hareketli bir parça dinliyoruz. Orkestranın üzerinde bölgenin geleneklerine uygun vurmalı çalgıların eşliğinde devam eden parça ana temaya geçiş yaparak bitiyor.

Girl's Escape - Blaine's Death;



Avcının sahnede olduğu anlar. Ağır tempoyla başlayan orkestra vurmalı ve yaylı enstrümanların ayağa kalktığı saniyelerden sonra tempoyu aşağı çekiyor. Yavaşça ve gerilim dozunu dengede tutarak devam ediyoruz dinlemeye. Atonal tempo yerini yaylıların çıkışına bırakıyor yavaşça tempo giderek artıyor ve farklı tondaki vurmalı çalgının duyulmasıyla orkestra finale doğru müthiş bir tempoda ilerlemeye başlıyor. Sonuna kadar tempo düşmeden ederek parça sonlanıyor.

What Happened;



Ekibin karşılaştığı yabancıyla ilgili yaşadığı şok had safhada ve parça tedirgin bir havayla başlayarak sonuna kadar düşmeyen bir tempoda aynı tonlarda ilerliyor.

He's My Friend;


Trompet eşliğinde ilerleyen marş havasında bir parçayla devam ediyoruz. Yaylıların kontrolü ele aldığı parça başladığı ağır tempoda bitiyor.

We're Gonna Die;


Ekip artık asıl görevini çoktan bırakıp avcının peşine düşmüş durumda. Orkestra her zamanki ağır ve tedirgin havasını bu parçada da sürdürüyor. Trompet bir kez daha devreye giriyor ve yaylılarla tedirgin hava devam ediyor. Ani bir yükseliş parçanın ritmine dinamizm katıyor ve bitişe kadar inişli çıkışlı tempo devam ediyor.

Building The Trap;


Ekibin ölüm kalım mücadelesi tüm gerilimiyle devam ediyor. Albümün geneline yayılan hava bozulmadan bu bestede de devam ediyor. Ani iniş ve çıkışlarla yaylıların ağırlığında vurmalı enstrümanların desteğinde ilerleyen parça yarıdan itibaren ciddi tempo kazanıyor filmin aksiyonuna ayak uyduruyor.

The Waiting;


Ekip üyeleri tek tek avcının kurbanı olmaya devam ediyor. Orkestra en alt sesten ilerliyor, her saniyesinde gerilim dozunu yüksekte tutuyor ve sona doğru yine tempoyu yükseltiyor.

Can You See Him;


Hareketli bir giriş yapan orkestra tempoyu aşağı çekerek devam ediyor. Seyirciyi hoplatacak sahnelerin gelişini haber veren tempo sinsi bir halde yaylıların ve nefeslilerin önderliğinde tempoyu bozmadan ilerleyip bitiyor.

Dillon's Death;


Predator ekip üyelerini tek tek avlamaya devam ediyor. Hızlı giriş yapan orkestra her zaman olduğu gibi seyirciyi gelecek şok edici sahneye hazırlıyor ve tavana vuran bir tempoyla parçaya noktayı koyuyor.

Billy And Predator;


Ekip üyelerinin Predator'un elinde tek tek can verişlerine tanıklık etmeye devam ediyoruz. Orkestra burada adeta ağıt halinde ilerliyor. Sahnenin can alıcı anlarını muhteşem hissettiren orkestranın tümüyle ayakta olduğu çok iyi bir parça.

Dutch Builds Trap;


Hollandalı ve Predator sonunda karşı karşıya. Dutch ormanda çamurların içinde saklanarak tuzaklar kuruyor. Avcı son avının peşinde! Orkestranın gerilim yüklü temposu artık zirve yapmış halde. Albümün en uzun parçasını dinliyoruz. On dakikaya yakın süren ve tedirgin havanın bir saniye bile düşmediği bir parça bu. Parça ortalara doğru ana temanın havasını da arkasına alarak ilerlemeye başlıyor. Ortalardan sonlara doğru ilerlerken iki rakibin kapışma anlarına tanıklık ediyoruz ve orkestra bu noktada her saniye yükselen temposuyla bu muhteşem kapışmaya eşlik ediyor. 

Predator Injured - Hand To Hand Combat;


Dutch avcıyı yaralamayı başarmıştır ve iki avcı karşı karşıya yumruk yumruğa dövüş anına gelmiştir artık. Albümün bir başka uzun parçası ve orkestra temposunu bozmadan ileride yükseleceğinin sinyallerini veren bir havada müthiş bir gerilim yüküyle kulakları tırmalarken müthiş bir tempoya geçiş yapıp es veriyor aniden gerilimli bekleyiş sürüyor. Tempo aniden tekrar yükselişe geçerek geri kaçıyor. İnişler çıkışlar devam ederken parça sona yaklaştıkça ikilinin dövüşleri en şiddetli anlarına ulaşıyor. 

Predator's Death;


Artık finale geliyoruz ve Predator'un Dutch karşısında kaybettiği anlardayız. Orkestra tempolu girişini aniden keserek Predator'un son hamlesine hazırlık yaparcasına ağırdan çalıyor ve son sahnede Yabancının kolundaki bombayı harekete geçirmesiyle beraber orkestra zirveye ulaşıyor.

The Pick-Up And End Credits;


Trompetin hafif ve dinlendirici sesi gerilimin sona erdiğinin işareti adeta. Yaylıların girişiyle süren bu huzur dolu saniyeler ana temanın devreye girişiyle bozuluyor ve orkestranın bütün albüme sinen tedirgin edici havayı veren temayı büyük bir başarıyla yorumlamasını dinliyoruz. Gerilim havasını başından sonuna kadar mükemmel ölçülerde hissettiren ana tema kuşkusuz sinema tarihinin en iyi bestelerinden biri ve filmle olan mükemmel uyumu sayesinde başarıda çok önemli bir pay sahibi olduğu muhakkak!

SON DEYİŞ



Predator, bilim kurgu aksiyon sinemasının önemli serilerinden biri olmayı hala sürdürmekte. İlk filmden yıllar sonra Fox stüdyosu çağraz senaryolarla Predator ve Alien filmlerini birleştirerek dehşetin derecesini zirveye taşımışlardır.

Alan Silvestri'nin müzikleri filmin atmosferiyle dengeli olarak ilerliyor. Balta girmemiş ormanın derinliklerinde birkaç metre mesafeden sonrasını göremediğiniz bir mekanda atmosferi büyük başarıyla kulaklara ileten sanatçı kariyerinin en bilinen temalarından birine imza atıyor burada. Özellikle yörenin geleneklerine uygun vurmalı çalgılarını, orkestrayla mükemmel bir uyum içinde kullanması albümün başarısının artmasında önemli bir etken. Ana temanın gerilim yüklü tedirgin edici havası belki de John Williams'ın efsane Jaws temasından sonra akıllarda kalan en iyi bestelerden biri. Varese Sarabande'nin çıkartmış olduğu 2003 tarihli albüm meraklıların arşivinde yer almayı fazlasıyla hak ediyor. Predator her devirde ilgi görmeyi hak eden bir film. Müzikleri ise her daim hatırlanacak, sinema tarihinin en iyi temalarından birini barındıran başarılı bir çalışma!

Kapanışı Blain Cooper'un manidar sözüyle yapalım;


"I ain't got time to bleed!"

"Kanamaya zamanım yok!"



Hayatınızın hiç bir evresinde av durumuna düşmemeniz dileğiyle keyfiniz daim olsun dostlar...

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder